Bodrum Başlangıç – Fethiye Bitiş – Tek Yön 1 Hafta Mavi Tur Programımız

Mavi Tur  Detayları

Bodrum Başlangıç – Fethiye  Bitiş – Tek Yön  1 Hafta Mavi Tur Programımız

1.Gün – Bodrum, Knidos, Palamutbükü

Yat’a adım attığınızda kaptan ve yat personelleri ile tanıştırılma ve mavi tur hakkında bilgilendirilme adına “Hoşgeldin Kokteyl’i” ile karşılaşacaksınız. Kokteyl’in ardından Knidos’a doğru yolculuğa çıkılacak. Aren Yatçılık kiralama ile harika tura hazır olmalısınız.

Türkiye’nin güzide tatil yerlerinden biri olan Bodrum Ege kıyılarında yapılacak deniz yolculukları için ideal koşullara sahip bir nokta. Avrupa’nın en iyi deniz gezisi alanlarından biri olarak kabul edilen Bodrum’un tertemiz suları, sıcakkanlı insanı, masmavi gökyüzü ve doğal güzellikleriyle misafirlerini beklediğini görüyoruz. Uygun demirleme alanlarıyla yat ve tekne turlarının vazgeçilmezi olması başarmış olan Bodrum doğal dokusu bozulmamış yerleşim alanları ve köyleriyle görülmesi gereken yerlerden.

Muğla şehrinin liman kentlerinden olan ve turizm bakımından ciddi bir potansiyel barındıran Bodrum antik dönemlerdeki ismiyle “Karya – Halikarnas” Mausolus Mozolesiyle ünlü. 15. yüzyılda inşa edilmiş olan Bodrum Kalesi’ni mutlaka görmeli, gerçekleştirilen festivallere katılmalısınız. Yıl boyu pek çok kültürel festivalin yapıldığı bir kale. Kalede bulunan Sualtı Arkeolojisi Müzesi de görülmesi gereken yerlerden.

Anadolu’da tespit edilmiş antik kentler içerisinde önemli bir yeri bulunan ve en görkemlisi olduğu düşünülen Knidos görkemli kalıntıları ve eşsiz güzelliği ile bilinir. Knidos üzerinde limana doğru yapacağınız yürüyüşün sonunda Bizans döneminde yapılmış iki kilise kalıntısı ile karşılaşacaksınız. Tarihi iliklerinize kadar hissedeceğiniz bu noktada gezintinin tadını çıkarmalısınız. 1960 yılından itibaren arkeolojik kazılara konu olmuş olan Knidos antik kenti Demeter Heykeli’ne ev sahipliği yapmış bir kent. Çıkarılan heykel bugün British Museum’da sergilenmekte. Antik çağlarda limanı koruduğuna inanılan aslan heykelleri de yine müze salonlarını süsleyen kalıntılardan.

Knidos’un ardından Palamutbükü’ne doğru harekete geçilir.

Datça yarımadasında bulunan plajların en güzellerini bünyesinde barındırdığı düşünülen Palamutbükü doğal güzellikleriyle insanları büyülüyor. Huzuru ve temiz havasıyla tüm yılın yorgunluğunu bir anda üzerinizden atabileceğiniz bir atmosfere sahip. Balıkların oldukça bol olduğu Knidos antik kentinin bitimini oluşturduğu Palamutbükü kristal berraklığındaki suları ile misafirlerinin yüzme iştahını kabartıyor. Sıcak ve dost canlısı insanları sayesinde yabancılık çekmeyeceğiniz, muazzam doğal güzelliği ile kendinden geçeceğiniz Palamutbükü başlı başına bir cennet.

Akşam yemeği ve geceleme Palamutbükü’nde.

2.Gün – İnceburun, Datça

Ege ve Akdeniz arasında yer alan Datça güzelliği ile dillere destan. Efsaneye göre; Tanrıça Afrodit için en güzel yarımadada inşa edilmiş şehir olarak Knidos’u yarımada olarak da Datça’yı ifade etmekte. 500 yıl kadar önce İspanyol korsanların cüzzam hastalarını terk edip gittiği yarımada olarak bilinen Datça söylentiye göre, cüzzam hastalarını iyileştirmiş. Limanında yapacağınız güzel bir yürüyüş her bakımdan rahatlamanızı sağlayacaktır.

3.Gün – Bozburun, Bozukkale(Loryma)

Sünger işleri ve gulet yat inşa sektörü alanlarında ön plana çıkmayı başarmış olan Bozburun en sağlam en kaliteli gulet teknelerini inşa edebilecek kapasitede. Sektörün önde gelen markaların Bozburun’da faaliyet gösteren ustalarla çalışıyor olması bölgenin bu anlamda oldukça gelişmiş olduğunu gösteriyor. Gulet ve yat alanında bu denli markalaşmış bir nokta olması bölgenin yabancı turistler tarafından da yoğun bir şekilde ziyaret edilmesine neden oluyor.

Bozukkale geçmişi M.Ö 10 yüzyıla kadar uzandığı tahmin edilen antik kentlerden bir tanesi. Karşılıklı dikdörtgen şeklinde uzanan kale duvarlarının ihtişamı gözlerinizi dolduracak. Kalenin bir bölümünün yıkılmış olması nedeniyle isminin Bozukkale olduğu tahmin ediliyor.

İngiliz donanma gemileri için bir gezi alanı olarak döneminde değerlendirilen Bozukkale bugünlerde sahil tersanesi olarak kullanılıyor. Ege Denizi’ndeki tüm yatların izlenebileceği bir konumda bulunması stratejik bakımdan önemini ortaya koyuyor. Dar liman yapısı ve coğrafi konumu sayesinde yıllardır askeri amaçlarla kullanılabilen bir nokta.

4.Gün – Kadırga Bay, Ekincik Gulf

Mavi turlarda ilk akla gelen koylardan biri olma özelliği ile Kadırga Koyu güzel bir mola alanı. Verilecek yüzme molasının ardından Ekincik’e doğru yola çıkılır.

Nefes kesici güzelliği ile insanları baştan sona etkileyen Ekincik kutsanmış bir nokta. Tenha yapısıyla insanların kafasını dinleyebileceği bir alan. Yakınındaki plajı güzel ve sakin olan Ekincik’in tekne turları ve yürüyüş turları için ideal bir nokta olduğunu ifade etmek mümkün. Manzarası oldukça çarpıcı olan Ekincik doğal dokusu bozulmamış çakıl taşlı plajı ile yüzme keyfini en üst seviyelere çeker. Muz teknesi ve su kayağı gibi sporları yapabilme imkanı bulacağınız Ekincik gece hayatına sahip değildir. Gece- Gündüz sakin, huzurlu yapısıyla hiç olmadığı kadar dinlenebileceğiniz bir alan. Gittiğinizde Sultaniye Kaplıcaları’na mutlaka gitmelisiniz. Araçla yalnızca birkaç dakika mesafede bulunan kaplıcalara vaktiniz varsa; girmelisiniz. Roma döneminden beri kullanıldığı tahmin edilen kaplıcaların tedavi edici özelliği bulunduğundan kesinlikle girmelisiniz. Nevralji, romatizma, cilt hastalıkları, karaciğer, dalak ve bağırsak sorunlarını giderici özelliği ile bilinen 40 derece sıcaklıktaki suyu şifa dağıtıyor.

5.Gün – Adalı Koyu, Manastır Bay

Güneybatısında yer alan suyun içerisinde kalıntıları bulunmuş olan bir hamam nedeniyle “Cleopatra Hamamı” ya da “Batık Hamam Koyu” olarak da ifade edilen Manastır Koyu  tektonik kıyı oluşumu ile bilinmekte. Tepe kısmı dikkatlice incelendiğinde tepe kısmında geçmiş dönemlerde faaliyette olan bir krater gölünün sularını alt kısımlara indiren kanallar olduğu görülür. Çam ağaçları ve keçiboynuzu ağaçlarının etkileyiciliğine şahit olacağınız Manastır Koyu antik duvar yapısı ve ufak kalıntıları ile antik dönemlerdeki önemini gösteriyor.

6.Gün – Ölüdeniz, Gemiler Adası

Yapılacak kahvaltının ardından Ölüdeniz’e doğru yolculuğa çıkılır. “Yeryüzünde Allah’ın bahşettiği cennet” olarak ifade edilen Ölüdeniz eşsiz manzarası ve denizi ile misafirlerini memnun etmeyi çok iyi biliyor. Sihir etkisi yaratan güzelliği ile dillere destan bir yapıya sahip. Yemyeşil çam ormanları arasında kaybolup giden güneşin ardından yeşil, mavi ve mor tonlarını görebileceğiniz eşsiz bir gün batımı vaat ediyor. Paraşüt merakınız var ise; 1975 metre yüksekliğe sahip olan Babadağı doruklarından atlayabilirsiniz. Nefes kesen manzarasıyla mutlaka görmeniz gereken yerlerden. Turistik tesis, restoran ve alışveriş merkezi’nden çok daha fazlasını bulacağınız Ölüdeniz sizleri bekliyor.

Ölüdeniz’in ardından akşam yemeği ve geceleme için Gemiler Adası’na hareket edilir.

Bizans kalıntılarını denizden görebilme imkânı tanıyan Gemiler Adası dünya genelinde popüler bir destinasyondur. 40 dinsel bina, Hristiyan mezarları ve kaya içinde bulunan kilise yerli – yabancı her misafirin dikkatini çeker.  Hilal şeklinde benzetilen bir koya sahip olan ve demirleme alanı olarak kullanılan Gemiler Adası denizci, gemici ve yatçılara hitap eden restoranı ile bilinmekte.

7.Gün – Turunç Pınarı, Samanlık Koyu

Narenciye ağaçlarının bol bulunduğu Turunç Pınarı bir tatlı su kaynağının ismini taşımaktadır. Yatçıların uğrak yerlerinden biri olan Turunç Pınarı özenle hazırlanmış gurme restoran ve yerel deniz lezzetleri ile markalaşmıştır. Plaj ve temiz deniz yolu üzerinden erişebileceğiniz Kaya köyü Turunç Pınarı’nda yapılacak yürüyüş için başlangıç noktasıdır.

Fethiye’ye 2-3 km uzaklıkta bulunan Samanlık Koyu, yüzme molasının verileceği koylardan biri.

Molanın ardından akşam yemeği ve geceleme için Fethiye’ye doğru harekete geçilir.

8.Gün – Fethiye

Kahvaltının tamamlanmasının ardından saat 10:30’da turumuz sona erer.

Batı Akdeniz’in doğal liman kenti olan Fethiye Likyalı kasabaları ve eşsiz doğal güzellikleriyle popüler bir tatil yöresi. Türkiye yakınlarındaki en güzel tatil yeri olduğu ifade edilen Ölüdeniz mavi yolculuklar için uygun bir başlangıç merkezi. İlk bakışta yeşile benzeyen bir mavi renk tonuna sahip olan deniziyle dikkat çeken Fethiye mavi tonlarının en güzel formuna sahip olan bir nokta. Özellikle güneşin batış saatlerine doğru muhteşem bir turkuaz rengini ortaya çıkaran güneşin batışı başka hiçbir yerde göremeyeceğiniz bir güzelliği ortaya çıkarır. Güzelliği ve imkânları kelimelere sığdırılamayacak kadar ihtişamlı olan Fethiye’ye bizzat giderek yakından tanık olmanız gerekli. Baştan uyarmakta fayda görüyoruz Fethiye’nin güzelliği karşısında kendinizi çarpılmış hissedebilirsiniz. Fethiye’den ayrılmak istemeyeceğinizden eminiz.

Öne Çıkan Kiralıklar